
İKİ FİLM BİRDEN!
Bayram Şahin sahinb01@gmail.com
Ünlü aktörün en son oynadığı “iki film birden”e köşe yazarlarından tepkiler gelince, amerikan aksanıyla konuştuğu Türkçe’yi bırakıp, “bir dakikalığına” da olsa, Yeşilçam jargonlarına dönüverdi. İlk yönetmeni Woody Allen böyle konuşmaması gerektiğini, onun gibi bir oyuncuya hiç yakışmadığını söylemişti ama o buna aldırış etmezdi. O yağız delikanlıydı. Ama belli ki sinirlenmişti köşe yazarlarına... İki çift lafı vardı... Sinemacılar derneğinin terasında her akşam her akşam boşa mı yemek ziyafetleri çekmişti yazarlara, ne çabuk unutmuşlardı! Kimileri de neden yemeğe gelmemişti ki? En çok da onlara sinirlenmişti. Onların suyuna gitmek için iki duble rakı mı içmesi gerekirdi acaba? Olamazdı bu, caiz değildi. Rakı ile iş bitseydi, bol anasonlu ne boğma rakılar yollardı yazarlara, sorun bu da değildi. Olmuyordu, ne yapsa yaranamıyordu. Pek tabii onda zaten hata yoktu. En iyi oyuncu oydu. “Oscar goes to R.Tayyip Erdoğan”ı duymadan gitmeyecekti bu diyardan, Bafta ya da Cannes ödülleri sıkıcıydı, zaten Sarkozy ile arası yoktu, gitmezdi Fransa'lara kıçı kırık Cannes ödülü için. Onun derdi bunlar değildi bu ara; şu köşe yazarları yok mu köşe yazarları, işte onlara kızmıştı. Sadece Türkiye’dekilere mi? Hayır! The Guardian, The Economist'in yazarları dahil. Niye onu “iki yüzlü” gösteriyorlardı ki? Niye “iki film birden”de oynadığı sahneleri beğenmiyorlardı? Olamazdı, olabilemezdi!
“ Köşe yazarları ne kadar az yazarsa, ülkede o kadar huzur olur”
R.Tayyip Erdoğan
“Ergenekoncuları yargılarken, Kenan Evren'i neden yargılatmıyorsunuz?” diye sormayacaksın!
Abdullah Gül'ün demokrasi bekçisi gibi görünüp üniversitelerde, en düşük oyları alan rektör ya da dekan adaylarını atamasının anti-demokratik olduğunu söylemeyeceksin!
Hükümetin İsviçre’deki cami yasağına gösterdiği tepkisine binaen, mevzuyu Türkiye’de Aleviler için cemevleri yapılmamasıyla bağdaştırmayacaksın! Alevi köylerine neden inatla ibadet yerleri olmayan cami yaptıklarını sormayacaksın!
Laik bir ülkede Diyanet İşleri gibi bir kurumun ne işi var? İmam hatip liselerinin ne işi var? Başörtülüler neden üniversiteye giremesin ki? Bu mantıklı soruları sormayacaksın!
Eczacıları denetleyeceğine, aynı etkili ucuz ilaçları piyasadan çeken, pahalı ilaçları piyasaya süren, halkı soymak için bin bir türlü manevralara soyunan ecza tekellerini denetle demeyeceksin!
IMF direktifleriyle “mucize” olarak gösterilen sağlık sisteminde yapılan değişikliklerin, sağlığı paralı hale getirmek ve özelleştirmek için yapıldığını söylemeyeceksin!
Hükümet “Demokratik Açılım” yapacaksa, yaptığını iddia ediyorsa DTP'nin kapatılması konusunda AKP'nin kapatılması konusundaki gibi tavrını net olarak ortaya koysun demeyeceksin!
Anlayacağınız susacaksın! “İki film birden”i hiç mi hiç eleştirmeyeceksiniz! Yoksa ünlü aktör R. Tayyip Erdoğan, değil röportaj, değil bir fotoğraflık poz, size pas bile vermez! Apışıp kalırsınız!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder