Hükümete Uyarı Ateşi Açıldı
Hep cinlik yapacak hükümet değil ya, bu sefer çalışanlar cinlik yaptı ve bayramdan bir gün öncesini grev ilan etti :). 25 kasım günü hayat tüm Türkiye'de durma noktasına geldi. Ama bu durağanlıktan sonra öğlene doğru yükselecek çığlığın sebepleri vardı

Son 2 yıl içerisinde elektriğe %70, doğalgaza %50,ulaşıma %35 zam yapan hükümet, bunlar yetmezmiş gibi halka sen dur daha seni nasıl soyup soğana çeviririm dermiş gibi görünüyor. Fakat hakkını vermek gerek, memura da zam var! %2.5+2.5 zam gayet mantıklı görünüyor yukarıdaki anlayışa. Hükümetin halka bakış açısına göre tutarlı bir davranış.
Pek çok sendikanın katıldığı 25 Kasım grevine siyasi partiler de destek verdi. Sabah İstanbul tıp fakültesi önünde toplanan memurlar Beyazıt a doğru yürüdüler ve Beyazıt meydanında açıklamalarını yapıp, halaylarıyla, bütün coşkularıyla Danıştay kararıyla olan yasal haklarını sonuna kadar kullandılar.
Beyazıt meydanında KESK başkanı Sami EVREN toplu görüşme" değil, eşit koşullarda toplu iş sözleşmesi masası kurulmasını istediklerini, hükümetin bundan kaçtığını belirtti. Eğer bu haklar verilmezse grevi büyütürüz diye konuştu. Hükümete 1989 bahar eylemleri hatırlatan Evren, grevi destekleyen herkese teşekkür etti.
Greve destek vermeyen Memur-Sen için ‘’ Et olmayınca unla, bulgurla yapılan köfteye yalancı köfte denir" diyen Evren, grevi yasadışı diye adlandıran hükümete katılan MEMUR-SEN'i de yalancı köfteye benzetti.
Memurlar ne istiyordu peki? Toplu iş sözleşmesinin kabul edilmesini, bozulan ekonomi karşısında insanca yaşamak adına düzgün bir zam, çalışana hak edilen değerin verilmesi, eğitimin parasız hale getirilmesi,sağlıktaki sorunların giderilmesi ve bir çok memur odasının kendi özel sorunları. Bütün bu hengamenin içinde hükümet memurları duymazdan gelip tehditlerine devam etti. Hükümet sözcüsü cemil çiçek muz devleti olmadığımızı memurların yasaları çiğnediğini ima etti ve tehditlerine devam etti.
Velasıl kelam memurlar, ’’bu ülkenin asıl sahipleri’’ işlerini bir günlüğüne de bıraksa ülkenin ne hale geldiği açıkca görüldü.
Pek çok sendikanın katıldığı 25 Kasım grevine siyasi partiler de destek verdi. Sabah İstanbul tıp fakültesi önünde toplanan memurlar Beyazıt a doğru yürüdüler ve Beyazıt meydanında açıklamalarını yapıp, halaylarıyla, bütün coşkularıyla Danıştay kararıyla olan yasal haklarını sonuna kadar kullandılar.
Beyazıt meydanında KESK başkanı Sami EVREN toplu görüşme" değil, eşit koşullarda toplu iş sözleşmesi masası kurulmasını istediklerini, hükümetin bundan kaçtığını belirtti. Eğer bu haklar verilmezse grevi büyütürüz diye konuştu. Hükümete 1989 bahar eylemleri hatırlatan Evren, grevi destekleyen herkese teşekkür etti.
Greve destek vermeyen Memur-Sen için ‘’ Et olmayınca unla, bulgurla yapılan köfteye yalancı köfte denir" diyen Evren, grevi yasadışı diye adlandıran hükümete katılan MEMUR-SEN'i de yalancı köfteye benzetti.
Memurlar ne istiyordu peki? Toplu iş sözleşmesinin kabul edilmesini, bozulan ekonomi karşısında insanca yaşamak adına düzgün bir zam, çalışana hak edilen değerin verilmesi, eğitimin parasız hale getirilmesi,sağlıktaki sorunların giderilmesi ve bir çok memur odasının kendi özel sorunları. Bütün bu hengamenin içinde hükümet memurları duymazdan gelip tehditlerine devam etti. Hükümet sözcüsü cemil çiçek muz devleti olmadığımızı memurların yasaları çiğnediğini ima etti ve tehditlerine devam etti.
Velasıl kelam memurlar, ’’bu ülkenin asıl sahipleri’’ işlerini bir günlüğüne de bıraksa ülkenin ne hale geldiği açıkca görüldü.
Haber: Eren Özgür/ ZİLLİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder