"SAĞLIK PARASIZ OLMALI"
Zilliyet'in "Bi' Ana Bilim Dalı- Bi' Hoca" Röportajlarının bu haftaki konuğu Yeni Dekan Yrd. Prof.Sema UMUT...
Ben hep Cerrahpaşa’lıydım, ‘71’de Cerrahpaşa’ya girdim, 77’de mezun oldum. Bir tek mecburi hizmet için gittim. Cerrahpaşa aslında fakülte olarak kurulmadı, sonradan eklemelerle fakülte oldu. Cerrahpaşa’nın o zamanlar da problemleri vardı, şimdi daha çok olduğunu görüyorum. Ama çok da fazla bir değişim olmadı aslında. Ben hâlâ Cerrahpaşa’lılık duygusunun devam ettiğini düşünüyorum, ama şimdi var mı yok mu sizler belirliyeceksiniz.
“Tabii şimdi bunun çözümü için bir akademik kurul yapacağız.”
Hocam pratikler konusunda sıkıntı var. Cerrahpaşa Türkiye’de en çok profesörü olan fakülte, peki bu pratikler konusunu değiştirmekle ilgili bir projeniz var mı?
Öyle bir şey yoktu tabii, yani pratiklere gelmeme veya bir pratiğin boş geçmesi gibi bir durum yoktu. Veya şimdi duyuyoruz öğrencilere kötü davranışlar falan. Hiç yoktu öyle bir şey. Bu tabii Cerrahpaşa’da bir şeylerin yanlış gittiğini gösteriyor. Aslında nedir: biz hoca isek bizim için en önemli olan öğrencidir, “hoca” unvanını niye taşıyoruz? Sizler varsınız diye taşıyoruz, yoksa doktor oluruz, hocaysak sizler varsınız diye. Aslında bu öğrenciler arasında iyi bilinse de hocalar arasında durumun ciddiyeti pek bilinmiyor.
Tabii en çok sayı bizde belki de en kaliteli hocalar da bizde. Bunda tamamen haklısınız, teşhis konusunda hemfikiriz ama bunun tedavisi gerekiyor.
Biz eski dekan yardımcımız Mehmet Yıldırım’a sorduğumuzda elimizden birşey gelmiyor dedi.
Şimdi onu diyecek konumda değilim. Biz daha çok yeniyiz. İnşallah sonunda onu demeyiz. Yani bunun farkındayız. Çok özverili hocalarımız da var ama motive edilmesi gereken hocalar da var. Yani öğrencisi sürekli giderse bu onu da motive edecektir. Tabii şimdi bunun çözümü için bir akademik kurul yapacağız. Hocalarla konuşacağız. Ama benim duyduğum kadarıyla bazı anabilim dallarında öğrenciler hatta kovalanıyor. Bazı yerlerde de yoklama yapılıyor sadece, yani çocuğun sadece o bir dakika gitmiş olması lazım gelmezse yok yazılıyor ama pratik yapılmamış. Ama bu bir dakikaya gelmediği için sınava girmesi engelleniyor.
Yani?
Şunu diyebilirim: birincisi sorunun farkındayız, ikincisi anabilim dalı başkanlarıyla konuşacağımız bir akademik kurul yapıyoruz. Ama öğrencilerden de biraz istekli olmalarını, gitmelerini de istiyorum çünkü hocayı da motive eden öğrencidir. Sizin de vazgeçmemeniz lazım. Benim Cerrahpaşa göğüs hastalıklarına girişim böyle ilginç bir şekilde olmuştur. Ben çok meraklıydım. Göğüs stajında 30 kişilik gruptuk 3 kişi gitmiştik. Hoca birşeyler sordu bildim. Yabancı dilim de olunca gel dedi ben seni hoca yapacam. Bitirince gel dedi gittim. Tabii şimdi böyle bir hakkımız yok ama o zaman öyleydi. Ve yani çoğu arkadaşımızın katılmadığı bir dersten benim hayatımın gidişatı değişmiş oldu.
Cerrahpaşa öğrencisini diğer fakültelerle karşılaştırsanız, başarılı mıdır ve bunun kaynağı öğrenci mi öğretmen mi sizce?
Çan sistemi kalktı hocam?
Ben önerdim zaten onu. Niçin? Bizde mesela oluyor, çok çalışkan bir grup geliyor herkes 100 alıyor 75 alan kalıyor. Bu doğru değil. Bazılarında da çok tembel olan da geçiyor. Bence birbirinizle rekabetiniz tıp açısından çok önemli değil. Tıp açısından sizin belli bilgileri öğrenmeniz lazım. Kendinizle rekabet etmeniz gerekiyor. Ama mesela teknik üniversite olabilir problem çözme olabilir çok geniş gruplar olabilir... Ama burada biz klasik bilgi veriyoruz ve bu klasik bilgiyi ölçüyoruz, onun için hele hele küçük gruplarda çan eğrisine hiç gerek yok. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
59a kadar d notu alıyoruz 67ye kadar cc. Yani 67 almadan geçilmiyor.
Ama tıp öğrencisinin en azından konunun %70ine hakim olması gerekir diye düşünüyorum. Hasta geldiğinde ben bunu öğrenmemiştim demek olmaza herhalde.
Öğrencilerden çok öğretim üyelerinin anlaması gerekiyor dedik mesela geçen haftaki yazımızda.
Evet o olabilir, duyurmak gerekir sanırım. Gerçi yazı olarak yolladık ama o kadar çok yazı gönderiliyor ki gözden kaçmış olabilir. Ama bence 45le bir öğrenci geçmemeli hatta bence 65 gibi bir nota yükseltilmeli. Ama öğrencilere yönelik çok karar aldık biliyorsunuz, 3. Sınıfa geçişte ek sınav hakkı verdik, tek dersi 3 derse çıkardık agno’ya bakılmaksızın. Sonra öğrenci karnesini kaldırdık biliyorsunuz.
Komite nasıl oldu?
Bunu getiren biz değiliz ama en iyi şekilde uygulamaya çalışacağız. Sonuçlarını göreceğiz, yani getiren ben değilim ama bizim kucağımızda. Ben buna karşıyım gibi bir şey demeye hakkımız yok. Tabii ki eksiklerimiz olabilir. Tıbbi beceri laboratuvarının olması lazım, artık Cerrahpaşa’nın akredite olması gerektiğine inanıyorum. Getirilmesi iyi oldu ama daha iyi olması gerekiyor.
Evet onu araştırıyoruz. Ama memurlara ayrı bir yerimiz var mı? Yok sanırım. Ama bunun mutlaka halledilmesi lazım. Kışın durum kötü olacak ayrıca neden orada vakit kaybedeceksiniz.
Genel sağlık sigortasını soralım bir de hocam.
Tabii artıları var eksileri var. Hastanemizin yükü çok arttı ve buna hazırlıksız yakalandık. Hasta sayımız kat kat arttı ama aynı doktor, aynı hemşire, aynı laborant ve çalışanla kat kat fazla hastaya bakıyoruz. Çok da fazla hasta çeşidi oldu tabii. Ama seçilmemiş hasta geldiği için bir bakıma da gereksiz. Grip oluyor mesela, iki günlük öksürükle bize geliyor. Yoksa sigortalı bağkurlu ayrımı saçma ama altyapımız hazırlanabilirdi diye düşünüyorum.
“Aslında sağlığın bence ücretsiz olması lazım”
Bir de şey var; 60tl üzeri tetkik yapılmıyor.?
Böyle bir tasarruf olmamalı. Bence en önemli şey sağlık ve eğitimdir. Onun için hekim de tetkiki hasta için seçmeli, bu kadarı doldurdu diye düşünmemeli. Aslında sağlığın bence ücretsiz olması lazım. Devletin sağlıktan elini çekmesi hiç doğru bir şey değil. Bence sağlık eğitim ve adalet özelleştirilmemeli ama devletin herkese bunları en iyi şekilde sağlaması gerektiğini düşünüyorum. En azından insan olarak herkesin buna hakkı var. Bir de tabii hekimlerin hastaya zaman ayırması lazım. Yani bir hekim günde en fazla 20 kişiye bakabilir. Ama bizde kaç kişiye bakıyor? Böyle olunca da hekim hata yapabiliyor, sonuçta hepimiz insanız.
Ama tıp fakültesi açıyoruz diyorlar?
Herhalde Türkiye’de nüfus sayısına göre dünya standartlarının üstünde çok tıp fakültesi var. Hiçbir altyapı olmadan tıp fakültesi açılması hele hastanesi bile yokken doğru düzgün. Çok yanlış birşey...
Yurtdışındaki üniversitelerle anlaşmalarımızı genilşetmek gibi bir çabanız var mı?
Şimdi bu konuda Erasmus var, MISC var. Yurtdışında yapılacak toplantılarla ilgili birşey olduğunda biz öğrencimizi destekliyoruz. Tabii ki daha iyi yerlere gitmek ister öğrencilerimiz. Ben sizlerin artık tüm dünyanın doktorları olduğunuza inanıyorum. Bunun için artırmamız yönünde çalışmalarımız olacak.
İnternlerin durumu hocam? Okulumuzda internler tıbbi sekreter olarak çalışıyor.
Şimdi biz intern eğitimini ne yapalım diye kendi kliniğimizde çok düşünmüştük. Ama gelen her intern, hemen aman hocam lütfen gelmeyelim tus çalışıyoruz dedi. Yani internlerin internlik yapma istekleri yok. Onlar da haklılar tabii, istesek de istemesek de tus hayatımızda. Tabii bizim asistanlarımız da zamanında tıbbi sekreter gibi çalıştılar. Zamanında biz de çalıştık. Şimdi yavaş yavaş tıbbi sekreterler Cerrahpaşa’da gelmeye başladı. Dolayısıyla yavaş yavaş hocalar da kurtuluyor öğrenciler de kurtulacak. Yani haklısınız ve tıbbi sekreter sayısını artırarak bu sorun çözülüyor.
Öncelikle Cerrahpaşa mezunusunuz, Cerrahpaşa ile ilgili kısa bir analiz yapsanız; dünü - bugünü, neler değişti Cerrahpaşa’da?
Ben hep Cerrahpaşa’lıydım, ‘71’de Cerrahpaşa’ya girdim, 77’de mezun oldum. Bir tek mecburi hizmet için gittim. Cerrahpaşa aslında fakülte olarak kurulmadı, sonradan eklemelerle fakülte oldu. Cerrahpaşa’nın o zamanlar da problemleri vardı, şimdi daha çok olduğunu görüyorum. Ama çok da fazla bir değişim olmadı aslında. Ben hâlâ Cerrahpaşa’lılık duygusunun devam ettiğini düşünüyorum, ama şimdi var mı yok mu sizler belirliyeceksiniz.
“Tabii şimdi bunun çözümü için bir akademik kurul yapacağız.”
Hocam pratikler konusunda sıkıntı var. Cerrahpaşa Türkiye’de en çok profesörü olan fakülte, peki bu pratikler konusunu değiştirmekle ilgili bir projeniz var mı?
Öyle bir şey yoktu tabii, yani pratiklere gelmeme veya bir pratiğin boş geçmesi gibi bir durum yoktu. Veya şimdi duyuyoruz öğrencilere kötü davranışlar falan. Hiç yoktu öyle bir şey. Bu tabii Cerrahpaşa’da bir şeylerin yanlış gittiğini gösteriyor. Aslında nedir: biz hoca isek bizim için en önemli olan öğrencidir, “hoca” unvanını niye taşıyoruz? Sizler varsınız diye taşıyoruz, yoksa doktor oluruz, hocaysak sizler varsınız diye. Aslında bu öğrenciler arasında iyi bilinse de hocalar arasında durumun ciddiyeti pek bilinmiyor.
Tabii en çok sayı bizde belki de en kaliteli hocalar da bizde. Bunda tamamen haklısınız, teşhis konusunda hemfikiriz ama bunun tedavisi gerekiyor.
Biz eski dekan yardımcımız Mehmet Yıldırım’a sorduğumuzda elimizden birşey gelmiyor dedi.
Şimdi onu diyecek konumda değilim. Biz daha çok yeniyiz. İnşallah sonunda onu demeyiz. Yani bunun farkındayız. Çok özverili hocalarımız da var ama motive edilmesi gereken hocalar da var. Yani öğrencisi sürekli giderse bu onu da motive edecektir. Tabii şimdi bunun çözümü için bir akademik kurul yapacağız. Hocalarla konuşacağız. Ama benim duyduğum kadarıyla bazı anabilim dallarında öğrenciler hatta kovalanıyor. Bazı yerlerde de yoklama yapılıyor sadece, yani çocuğun sadece o bir dakika gitmiş olması lazım gelmezse yok yazılıyor ama pratik yapılmamış. Ama bu bir dakikaya gelmediği için sınava girmesi engelleniyor.
Yani?
Şunu diyebilirim: birincisi sorunun farkındayız, ikincisi anabilim dalı başkanlarıyla konuşacağımız bir akademik kurul yapıyoruz. Ama öğrencilerden de biraz istekli olmalarını, gitmelerini de istiyorum çünkü hocayı da motive eden öğrencidir. Sizin de vazgeçmemeniz lazım. Benim Cerrahpaşa göğüs hastalıklarına girişim böyle ilginç bir şekilde olmuştur. Ben çok meraklıydım. Göğüs stajında 30 kişilik gruptuk 3 kişi gitmiştik. Hoca birşeyler sordu bildim. Yabancı dilim de olunca gel dedi ben seni hoca yapacam. Bitirince gel dedi gittim. Tabii şimdi böyle bir hakkımız yok ama o zaman öyleydi. Ve yani çoğu arkadaşımızın katılmadığı bir dersten benim hayatımın gidişatı değişmiş oldu.
Cerrahpaşa öğrencisini diğer fakültelerle karşılaştırsanız, başarılı mıdır ve bunun kaynağı öğrenci mi öğretmen mi sizce?
Öğrencilerden kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Öğrencilerinmiz çok iyi. Çünkü tus başarısı gelen öss başarısı ile çok ilintili, yani biz çok fazla bir şey katmıyoruz. Öğrencilerimizin çok kaliteli ve seçme olduğunu düşünüyorum.
Çan sistemi kalktı hocam?
Ben önerdim zaten onu. Niçin? Bizde mesela oluyor, çok çalışkan bir grup geliyor herkes 100 alıyor 75 alan kalıyor. Bu doğru değil. Bazılarında da çok tembel olan da geçiyor. Bence birbirinizle rekabetiniz tıp açısından çok önemli değil. Tıp açısından sizin belli bilgileri öğrenmeniz lazım. Kendinizle rekabet etmeniz gerekiyor. Ama mesela teknik üniversite olabilir problem çözme olabilir çok geniş gruplar olabilir... Ama burada biz klasik bilgi veriyoruz ve bu klasik bilgiyi ölçüyoruz, onun için hele hele küçük gruplarda çan eğrisine hiç gerek yok. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
59a kadar d notu alıyoruz 67ye kadar cc. Yani 67 almadan geçilmiyor.
Ama tıp öğrencisinin en azından konunun %70ine hakim olması gerekir diye düşünüyorum. Hasta geldiğinde ben bunu öğrenmemiştim demek olmaza herhalde.
Öğrencilerden çok öğretim üyelerinin anlaması gerekiyor dedik mesela geçen haftaki yazımızda.
Evet o olabilir, duyurmak gerekir sanırım. Gerçi yazı olarak yolladık ama o kadar çok yazı gönderiliyor ki gözden kaçmış olabilir. Ama bence 45le bir öğrenci geçmemeli hatta bence 65 gibi bir nota yükseltilmeli. Ama öğrencilere yönelik çok karar aldık biliyorsunuz, 3. Sınıfa geçişte ek sınav hakkı verdik, tek dersi 3 derse çıkardık agno’ya bakılmaksızın. Sonra öğrenci karnesini kaldırdık biliyorsunuz.
Komite nasıl oldu?
Bunu getiren biz değiliz ama en iyi şekilde uygulamaya çalışacağız. Sonuçlarını göreceğiz, yani getiren ben değilim ama bizim kucağımızda. Ben buna karşıyım gibi bir şey demeye hakkımız yok. Tabii ki eksiklerimiz olabilir. Tıbbi beceri laboratuvarının olması lazım, artık Cerrahpaşa’nın akredite olması gerektiğine inanıyorum. Getirilmesi iyi oldu ama daha iyi olması gerekiyor.
Peki hocam yemekhaneye değinelim?
Evet onu araştırıyoruz. Ama memurlara ayrı bir yerimiz var mı? Yok sanırım. Ama bunun mutlaka halledilmesi lazım. Kışın durum kötü olacak ayrıca neden orada vakit kaybedeceksiniz.
Genel sağlık sigortasını soralım bir de hocam.
Tabii artıları var eksileri var. Hastanemizin yükü çok arttı ve buna hazırlıksız yakalandık. Hasta sayımız kat kat arttı ama aynı doktor, aynı hemşire, aynı laborant ve çalışanla kat kat fazla hastaya bakıyoruz. Çok da fazla hasta çeşidi oldu tabii. Ama seçilmemiş hasta geldiği için bir bakıma da gereksiz. Grip oluyor mesela, iki günlük öksürükle bize geliyor. Yoksa sigortalı bağkurlu ayrımı saçma ama altyapımız hazırlanabilirdi diye düşünüyorum.
“Aslında sağlığın bence ücretsiz olması lazım”
Bir de şey var; 60tl üzeri tetkik yapılmıyor.?
Böyle bir tasarruf olmamalı. Bence en önemli şey sağlık ve eğitimdir. Onun için hekim de tetkiki hasta için seçmeli, bu kadarı doldurdu diye düşünmemeli. Aslında sağlığın bence ücretsiz olması lazım. Devletin sağlıktan elini çekmesi hiç doğru bir şey değil. Bence sağlık eğitim ve adalet özelleştirilmemeli ama devletin herkese bunları en iyi şekilde sağlaması gerektiğini düşünüyorum. En azından insan olarak herkesin buna hakkı var. Bir de tabii hekimlerin hastaya zaman ayırması lazım. Yani bir hekim günde en fazla 20 kişiye bakabilir. Ama bizde kaç kişiye bakıyor? Böyle olunca da hekim hata yapabiliyor, sonuçta hepimiz insanız.
Ama tıp fakültesi açıyoruz diyorlar?
Herhalde Türkiye’de nüfus sayısına göre dünya standartlarının üstünde çok tıp fakültesi var. Hiçbir altyapı olmadan tıp fakültesi açılması hele hastanesi bile yokken doğru düzgün. Çok yanlış birşey...
Yurtdışındaki üniversitelerle anlaşmalarımızı genilşetmek gibi bir çabanız var mı?
Şimdi bu konuda Erasmus var, MISC var. Yurtdışında yapılacak toplantılarla ilgili birşey olduğunda biz öğrencimizi destekliyoruz. Tabii ki daha iyi yerlere gitmek ister öğrencilerimiz. Ben sizlerin artık tüm dünyanın doktorları olduğunuza inanıyorum. Bunun için artırmamız yönünde çalışmalarımız olacak.
İnternlerin durumu hocam? Okulumuzda internler tıbbi sekreter olarak çalışıyor.
Şimdi biz intern eğitimini ne yapalım diye kendi kliniğimizde çok düşünmüştük. Ama gelen her intern, hemen aman hocam lütfen gelmeyelim tus çalışıyoruz dedi. Yani internlerin internlik yapma istekleri yok. Onlar da haklılar tabii, istesek de istemesek de tus hayatımızda. Tabii bizim asistanlarımız da zamanında tıbbi sekreter gibi çalıştılar. Zamanında biz de çalıştık. Şimdi yavaş yavaş tıbbi sekreterler Cerrahpaşa’da gelmeye başladı. Dolayısıyla yavaş yavaş hocalar da kurtuluyor öğrenciler de kurtulacak. Yani haklısınız ve tıbbi sekreter sayısını artırarak bu sorun çözülüyor.



